20 Mayıs 2010 Perşembe

Hiç birşey eskisi gibi olmayacak

Hiç birşey eskisi gibi olmayacak

1907 de kurulmuş.. Ben onu 60 Yıl sonra.. 1967 de tanıdım. Onun ömrünün 50 yılında bende vardım.. Ya o çok eski değil ,ya ben çok eskidim...

Onu tanıdığımdan beri tarif edilmez bir üstünlük duydum , Onun taraftarı olmaktan ötürü.. Hep başarmasından dolayı değil.. Hep başarabileceğini bize verdiğinden dolayı ona güvendik.. O bizdi.. Biz oyduk..

Bu ülke halkı nice acılardan geçti.. O hep dışarda bir gururdu bizim için..

Bunca yıl boyunca onu yönetenler hiç bir zaman bizim yönetmesini istediğimiz görüşte değillerdi.. Ne siyasi, ne kişilik, ne dünya görüşü olarak.. Ama bugün gelinen noktada; tüm zamanların en istenmeyen durumunu yaşıyoruz..

Yapılan her hareket artık bir önceki yanlışdan da yanlış oluyor.. Bu yanlışlar sadece transfer politikası gibi herkesin kendi görüşünü doğru sandığı şeyler değil.. Bu bir klübü temsil ettiren herşey...

Bu tek adamlığın en uç noktasına gelme yolu..

FB klübünün Semih'le küs olmasından , anonsçu seçimene, . soyunma odasına inmeye , FB hüsrana uğradığında FB. Tv'de "my resort" reklamına , Aykut un Özer , başkanın Topuz transferin de imza töreni düzenlemesine , TFF'larının tüm kurumları ile kavgalı olmaya ... Ülkede işgalci güç gibi algılanmaya, her final maçında tüm ülkenin senin rakibini tutmasına , kapalı kapılar ardında iş çeviriyor izlenimi doğurup bir halt becerememeye kadar uzanan bir süreç zinciri...

Klüplerin kişilikleri onu yöntenlerden etkileniyor mu?
Öyle olsayd, FB bugün benim için tutulası, uğrunda kalp sıkıntısı çekilesi bir takım olmazdı.. Hepimiz içimizde ki o yüce takımı tutuyoruz.. Ama bu takımı düzeysiz yöneticiler daha ne kadar aşağılayacak...

FB ye kazandırdıkları denecek ! FB hiç bir şey kazanmayacak, hiç bir yatırım yapmayacak, bu kadar kişilere bağlı bir takım mıdır? 20 yıl öncesi ile karşılaştırıldığında tabi ki çok güzel şeyler verildi. Ama hepsi bir kişinin vermesi midir? Yoksa içinde bulunulan zamanın ona sunduklarının doğal sonucu mudur?

Faruk Ilgaz zamanında Fenerium yoktu.. Bunu sadece Aziz Bey' in hizmeti olarak mı algılayacağız? Yoksa 2000 lerin getirdiği bir gerçek olarak mı? Zaten zaman kendi kendine bir şeyleri sunuyor , insana, kuruma.. O sırada orada olmak en büyük şansı ...

Aziz Bey FB'yi bir üst yola sokmuştur . Ama daha üst yola sokacak becerisi yoktur. Onun bildikleri bitmişti. Bugün dip yapmıştır !

Bugün ; Hızlı Tren kaza yaptığında Ulaştırma Bakanının istifası bekleniyorsa.. Aziz Bey'de sportif başarısızlıktan önce yaşanan rezillik ve yaşattığı hüzün yüzünden istifa etmelidir , öncelikle...

Sportif olarak ise; verdikleri ortadadır. Böylesine basit bir lig de ve şampiyon adaylarına üstünlük kurmana karşın , şampiyon olamamanın analizini yapmalıdır , bu yönetim. Ama yönetim analiz yapmaz ! Onların herşeyi doğrudur ! Yanlış olan hep diğer unsurlardır !

Fenerbahçe sevgimin buruk olmadan devam edebilmesi için FB'de radikal değişimler gerekiyor... Ben kendimi bildiğim için diyorum ki : Aziz Yıldırım – Daum – Alex üçlüsünden biri bile ŞL ön eleme maçında olursa (seyirci olarak bile) ben buruk olacağım...

Fenerbahçe için herşeyin yine yeniden güzel olması için ....

İ.Erakıncı
18 Mayıs 2010

FB Maçları 2010

İleride işlenecektir

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Kupa Finalini asla unutmayacağım

Fenerbahçe 8-9 hafta önce hiç tahmin edilmeyecek bir noktada ve şampiyonluğa ulaşması için sadece tek maç kaldı , o da istanbulda ve Trabzonsporla ...
Trabzon deyince aklıma 5 gün önceki final geliyor ... Bir takım düşünün 1-0 serilerle ve pozisyon vermeyen oyunula ligi almış götürüyor ... Aynı takım finalde aynı oyunu oynuyor ve 1-0 öne geçiyor .İşte ne oluyorsa o dakikadan sonra oluyor . Takım tamamen duruyor , tüm dirençlerini ortadan kaldırıyor, geri çeklimek de değil resmen ceza sahası içine gömülüyor ama gömülmek futbol tabiri ile değil , gerçek anlamıyla gömülmek . Trabzon okadar belli edercesine geliyor ki , Fenerbahçeli futbolcular rakiplerine neredeyse yol verip golü elleriyle attıracakalar ve maç önce 1-1 e ( golde umut bomboş ) sonra 2-1 e ( golü atan oyuncu elini kolunu sallaya sallaya geliyor bakıyor birisi gelmesi lazım diye düşünüyor şaşırıyor iyi o halde gideyim diyor ve bakıyor karşısında kale , iyi bari vurayım diyor , vuruyor ve gol oluyor ) ...Colman'ın golüde bunun bir kopyası ... Maç 1-0'dan sonra Alex hariç hiçbir oyuncunun en ufak bir mücadele ettiğine inanmıyorum ve bunu gerçek anlamda bir İHANET olarak görüyorum ve bu futbolcu takımıyla o maç üzerinden utandığımı ve içimdeki tüm destek duygularının yok olduğunu söylemeliyim . Gerçekten insanın bir yandaş olarak içini acıtan bir tablo ve oyundu o maç ve o kupa finali ve günü ... Bu yüzden bu mağlubiyet sonrası Ankaragücü ve son trabzon maçlarını çok ilgi ve heyecanla beklediğimi söyleyemeyeceğim . Ankaragücünü çok kolay geçeceğimize inanıyordum ... Sanırım kupa sonucuna göre son Trabzon maçıda aynı derecede kolay olacaktır . Muhtemelen şampiyon olacaktır Fenerbahçe ... Ama ben o kupa günü asla unutmayacağım . Çünkü bana göre o kupayı Trabzon kazanmadı . O kupayı Trabzon' a Fenerbahçe'nin o gün sahada yer alan Alex hariç oyuncuları özellikle sundular ...
...
Serhat amatör branşlara değinmiş gerçekten muhteşem başarılar hepsini canı gönülden kutlarım bende . Aziz Yıldırım'ın bence Futbol Takımını da sponsorlara devretmesi sonuçlar açısından fayda sağlayacaktır izlenimi kanıtlanmış oluyor aslında , yani başkan şu işlerden biraz elini çekip işi profosyonellere bıraksa olacak bu iş ...
Takım kadrosuna gelince . Ben ALEX hariç belki birazda Lugano diğer tüm oyuncuların bu takımda olmazsa olmaz olmadıklarını düşünmüyorum . Mehmet Topuz, Özer gibi adamların da çok verimsiz ve mental gelişimlerini tamamlayamamış özürleri olduğuna inanıyorum . Yabancı kontenjanı ve değerlendirmesi konusunda Serhat ile hemfikirim .
Gökhan'ların bulundukları yerleri hazmetme sorunları olduğunu ve ilerlemek yerine gerileyecekleri fikrindeyim ...
Christian ülke ekonomisine zarardır .Bilica'nın Edu'ya eşlik edip seneye ülkesinde yılın savunmacısı seçilmesinden de hiç rahatsızlık duymam ...
Yerli oyuncuların FB'nin bir çiftlik olmadıklarını iyi özümsemiş ruhu olan , adam gibi adam oyunculardan seçilmesi gerektiğini düşünüyorum ...
Kısacası FENERBAHÇE bu sene enerjisi olmayan tarihe bir sayı daha ilave edecek bir şampiyonlukla sezonu tamamlayacak bana göre ...
Umarım geleceğin takımını kurarlarken bol bol Trabzon Kupa FİNALİNİ İZLEYİP ÖYLE KARAR VERİRLER !
Şeref.
10 Mayıs 2010

2 Mayıs 2010 Pazar

SON VİRAJA GİRERKEN

Camianın üzerinde daha fazla durması gereken bir nokta ile başlayım. Amatör branşlardaki başarılar.

Bayan voleybol takımının şampiyonlar ligi ikinciliği ardından Türkiye Kupasını kazanmaları ve rotayı şimdi de şampiyonluğa çevirmeleri ki bu yazı yazılırken Vakıfbank ile bir defa daha 3-2 lik bir maç oynandığını ve seride 1 0 öne geçtiğimizi de hatırlatmakta fayda var, ve erkek voleybol takımının kazandığı şampiyonluk çok önemli. Sponsor desteği üzerine kurulu bir sistemin ayakta kalması ayrıca bu sporlara taraftar ilgisinin her geçen gün artması bu başarılar ile mümkün olacaktır. Önümüzdeki sene devreye girecek salon da bu işin artık tuzu biberi olur herhalde.

Bayan basketbolt akımımızın muhtemelen GS ile muheşem bir final serisi oynayacağını düşünüyorum. Şampiyon olunması durumunda erkek basketbol dışında bütün branşlarda şampiyonluk kucaklanabilir.

Erkek basketbol takımının ise nasıl yönetildiğini ne yapıldığını niye yapıldığını bir süredir anlayamadığım için hiç yorum yapmak istemiyorum. Tanjeviç' e geçmiş olsun deyip bu konuyu geçiyorum.

Gelelim başarılı olmaz ise diğer branşlardaki başarıları anlamsız hale getirme gücüne sahip futbol takımımıza..

Sezon başında kanatlara Topuz ve Özer' in forvete de Semih' in yerleşmesi gerektiğini söylemiştim bir yazımda. Topuz ve Özer yerleşti. Ancak Guiza' dan hala kurtulamadık ve sistemin en büyük defosu olarak devam ediyor. Bir golcü tipi olarak bize uygun olmayan Guiza ile devam etmemize rağmen son 9 maçta 25 puan alınması büyük başarıdır. Bu süreçte Lugano ve Emre' nin ne kadar önemli oyuncular olduğunu ayrıca yedek kulübesinin hala yetersiz olduğunu görmüş olduk. Örneğin Lugano' nun olmaması hala büyük bir sorundur ve onsuz göbek savunması bir türlü kurulamamaktadır. Gökhan Gönül de aynı şey için söylenebilir. Bir defa bindirme yapamayan bekin modern futbolda yeri yoktur ve transfer yapılırken bu kriter mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu sezon ayrıca bize yabancı transferlerin önemli bir bölümünün ne kadar gereksiz olduğunu da gösterdi. Carlos-Guiza-Deivid-christian neredeyse hiçbir fayda vermeden takımda bulundular. Alex-Lugano biraz da Santos dışında ki yeri kolaylıkla doldurulabilir, yabancı oyuncularımızdan katkı alamadık.

Önümüzdeki sene şimdiden planlanmalı. Öncelikle Guiza ile yollar kesin olarak ayrılmalıdır. Takımın oyun yapısı fazla değişmeyeceğine göre demek ki Guiza gitmelidir. Basan top tutan ve hava hakimiyeti olan bir santrfor mutlaka alınmalıdır. Bu yapılmayacaksa Semih mutlaka ilk 11 oyuncusu olarak takıma yerleştirilmelidir.

Göbek ve sağ bek için daha iyi kulübe alternatifleri yaratılmalıdır. Christian hemen gönderilmeli, üst düzey bir ön libero bulunamıyorsa Selçuk' un hakkı böyle vasat yabancılar için yenmemelidir.

Bunların dışında Volkan Şen mutlaka alınmalıdır. Sercan tuzağına kesinlikle düşülmemelidir.

Bence iyi bir kaleci de alınmalıdır.

Bunlar yapılırsa önümüzdeki yıl FB hem ligde hem de Avrupa' da çok iyi bir yıl geçirebilir. Hele ki Topuz ve Özer' in de sene başı kampı geçireceğini düşündüğümüzde çok iyi sonuçlar beklenebilir.

Önümüzdeki Ankaragücü maçı çok zor geçecektir. Bir defa Bursa' nın maçı yok ve tribünler muhtemelen, Bursa Ankaragücü kardeşliğini düşündüğümüzde, yeşil beyaz olacaktır. Ayrıca Ankaragücü şu anda ligin en formda takımlarından biri. Zor olacak.

Serhat.

27 Nisan 2010 Salı

Türkiye Ligi , Türkiye Kupası , Şampiyonlar Ligi , Premier Lig, La Liga, Seri A ve Dünya Kupası üzerine tahminler

Türkiye Ligi , Türkiye Kupası , Şampiyonlar Ligi , Premier Lig, La Liga, Seri A ve Dünya Kupası üzerine tahminler

Türkiye Ligi : Fenerbahçe için sadece 3 maç ve geri sayım var , son tahmini şlu anda yapmakta zorlanıyorum . Takımın oyun anlayışı ve rakiplerin oyun anlayışı ile 3 maçında zorlu geçeceğini düşünüyorum . En zor maç Eskişehir olur . Kazanıldığı taktirde yol kolaylaşır . Kupayı eğer FB alabilirse , bu moralle ve Ankaragücü asbaşkanının gereksiz ortamı gerek açıklamalarının etkisiyle ve farklı motivasyonla FB belki de en zor maç görünen Ankaragücü maçını kolay geçebilir . Son hafta final olursa Kadıköy yıkılır ... Trabzon ile son yılların son kader maçlarında biri daha oynanır ...

Türkiye Kupası : Şanlıurfa seçeneği tartışılır . Sanırım bu defa hasret bitecek , kupa finalince Fenerbahçe’yi banko favori görüyorum 2-1 gibi bir skor çıkabilir ...

Premier Lig : Chelsea sanırım elşndeki fırsatı kaçırmayacak ve şampiyon olacaktır . Ancellotti klas bir teknik direktör oladuğunu bir kez daha kanıtlayacak bence ...

La Liga : Barca’nın Villereal ya da Sevilla maçlarından birinde takılacağını tahmin ediyorum . Real Madrid iki mağlubiyete rağmen bence Barca’yı geçip bu yıl La Liga’da şampiyon olacak ...

Serie A: İnter Roma’nın bu haftaki hatasından sonra artık bu işi bitirir Morinho Şampiyonlar Ligi’ni de alabilir bu sene karizmayı katlama şansı çok yüksek ...

Bundesliga : Bayern ve Shalke son düzlükte kafa kafaya ... Zor tahmin edemiyorum , ama umarım Shalke alır ...

Fransa : Takip etmediğim bir lig ama Byfuss’un hatrına Marsiya ‘nın kazanmasını destekliyorum ki büyük olasılıkla iş bitti gibi ...

Şampiyonlar Ligi: Bence İnter kesin finale çıkacak . Lyon – Bayern ( bu akşam) ilk maç gibi zor olur . Kestiremiyorum . Herşey Roben ‘e bağlı isterse işi bitirebilir . Ama Lyon’un da kolay bırakacağını sanmıyorum ... Finalde İnter – Bayern gibi hissediyorum . İkisinide pek sevmem hangisi kazanırsa kazansın ama bu iki takım olursa Bayern geçiyor içimden ...

Dünya Kupası : Messi Ş.L’de finale çıkamaz hele de şampiyonlukta ligde kaybedilirse , Arjantin’den dünya kupasındada umut kalmaz ... Oysa ki Messi , Higuain , Milito müthiş forvet ... Ama ortasaha , defans ve oyun anlayışı Arjantin için nasıl olacak bilmiyorum . En büyük dileğim MARADONA’nın o büyüklüğüne yakışır son okeyi de atması ...

Arjantin olmazsa favorilerim Brezilya İngiltere ya da İtalya .... Bu hafta Sampdoria’lı forvet Pazzini diye bir adam seyrettim Milan’dan sonra Roma’yı da yaktı . Herhalde İnter alır bu sene onu... Klasik İtalyan forveti , kurnaz , ortalarda görünmeyen ama gol makinası ( Rossi , Scilachi , vs.. )

Dünya kupası gol kralı adaylarım : Oynarsa bu italyan adam Pazzini , Messi , Guiza ...



Not: Tahminler tamamen kişisel görüşlerimdir ve tahmindir , belli bir istatskik veriye ve analize dayanmamaktadır ... Kiminkiler dayanıyor ki J
( Rıdvan’ın bu sezonki konuşmlarından bir bant çıkarsınlar sezon sonunda bir bakalım ...)

Ş.Solmazer
27 Nisan 2010

24 Şubat 2010 Çarşamba

Fenerbahçe Üzerine

Başkan - Aykut - Daum üçgenindeki uyumsuzluk , hernekadar örtülsede dışarıya yansıtılmasada takıma gerçekten zarar veriyor .
Fenerbahçe devre arasını iyi değerlendiremediği okadar açık ki . Önce Carlos'un gitmesi , sonra Kazım ve Önder kadro dışı süreçleri .... Takımın eksilmesi karşısında alınmayan aksiyonlar , zaten zayıf olan kadro derinliğini iyice ortadan kaldırdı . Daum'un takıntılı oyuncu anlayışı ve kadro derinliği olmayan anlayışıda eklenince ikinci yarıyla beraber yaşanan sakatlık vb sorunlarla Fenerbahçe gerçekten çok zor durumlara düşmeye başladı ...
Takımın kadro derinliği olmaması , transfere gerek görülmemesi , giden oyununcuların gitmesi normal olsada yerlerine ve eksik alanlara ikame edecek takviye olmaması gerçekten iyi planlanmamış , dşünülmemeiş , kurgulanmamış bir yönetsel zafiyeti göstermiştir . Birde bel bağlanan umut beklenen oyuncuların kötü performansları . örneğin kaleci Volkan, Örneğin Lugano'nun yokluğunda Blica'nın patlamaya hazır bomba oyunu , görev yeri olmayan alanlarda oynayan Deniz'in hataları . Özer Hurmacı'nın bence son derece istikrarsız ve başarısız futbolu , Emre ve Gökhan Gönül'deki formsuzluklar , Andrea Santos ve Cristian'ın suya sabuna dokunmaz düzeydeki ruhsuz futbolları Fenerbahçe'yi bugün geldiği noktaya getirdi .
Yedek kaleci yok , ikinci bir sağbekin yok , stoperlerini sağbek , ön liberolarını stoper oynatan bir teknik anlayış ve seçicilik, olmayan ve yaratılmaya çalışılan sağ açık , etkisiz sol açık , sürekli kaçırmaktan bitap düşmüş en sonunda ağlayan b,ir santrafor ....
Alex'de bir insan o da doğal olarak form düşüklükleri yaşayıp kurtarıcı rolünden uzaklaşınca alın size bugünkü Fenerbahçe tablosu ...
Lugano'suz Bilica , Vederson , Bekir , Önder , Deniz , Selçuk , Cristian , Ali Bilgin , Guiza düşündüğğümüz hayal ettiğimiz klasımızın çok uzağında oyuncular
Özer , Gökhan Gönül , Semih istikrarsız , ve devamlılıkları olmayan bence mental olarak tam yetkinliğe ulaşmamış bu yüzden sorun yaşayan oyuncular . Faydaları tartışılır !
Volkan , Lugano ,Mehmet Topuz , Emre , Andrea Santos ya sinirli , ya etkisiz , ya çok gevşek tipleri ile kaliteli ama devamlı fayda konusunda sorunlu oyuncular ...
Tek ALEX var ! Bize Alex mentalitesinde , Van Hooijdonk örneğinde , Tuncay , Ümit yüreğinde ve anlayışında oyuncular lazım ...
Yönetenlere önemli sorumluluklar ve önemli görevler düşüyor , ucuz çalışmalarla değil , çok detaylı ince ve uzun soluklu çalışmalarla ve projelerle bu süreci başlatmaları , uygulamaları gerekiyor ...
Doğrusu takımın buradan düzlüğe çıkması ve şampiyon olması mümkün ama hiç ama hiç kolay değil ...Geçen yılki izlenmi ediniyorum yine . Çünkü GS'da devra arasında tek kalan santraforunu satarak büyük ve stratejik hata yapmıştır. Yoksa bu iki takımdan biri ligi hallaçpamuğu gibi atması lazımdı , ikiside felaket durumda şu anda.... Eee bu durumda Ertuğrul Sağlam'a , Tolunay Kafkas'a gün doğdu ... Kurta dikkat etmelerini tavsiye ederim ama Mustafa Denizli'ye dikkat derim ...



Şeref Solmazer
22 Şubat 2010

Hiddink ve Ulusal Takım Üzerine

T.F.F bence ulusal takım sorumlusu konusundaki süreci iyi yönetemedi ama sonucunda ortaya çıkna isimler itibarı ile operasyonu kağıt üzerinde başarılı bulabiliriz .
Öncelikle bu süreçte yerli teknik direktörlerin isimlerinin gündeme gelemesi ve tatışılması iyi oldu . Bu süreçte adaylar ortaya atıldı . Hatta Yılmaz Vural direkt olarak görevi istedi , onun nüktedan tavrı sebebi ile ciddiye alınmaması doğaldı . Ama bu sürecin uzaması bir başka görüşe göre gelecek yerli bir teknik direktörü daha başlamadan yıpratabilirdi ki bencede kesinlikle yıpratırdı . Fatih Terim üzerine Türkiye'de yerli bir teknik direktörü alıncak en ufak bir başarısız sonucu kaldırması bu şartlarda pek mümkün değildi . Bu yüzden Hiddink ismi bu süreçte kariyer itibarı ile doğru ve etkili bir seçim olarak düşünülebilir .
Ancak Hiddink'in Elemelerden 1 ay önce ( Ağustos 2010) göreve başlayacak olması bu arada , haziran , temmuz döneminde 1 aylığına Fildişi Sahilleri takımı ile dünya kupasına gitmek üzeri anlaşması bu süreci yıpratacak noktalar olarak göze batıyor . Yine aynı başarısız bir sonuç senaryosu Hiddink 'i de TFF yönetiminide ciddi yıpratabilir.
Bu arda A Ulusal takım dışındaki milli takımların direktörülüğüne Ersun Yenal'ın getirilmesi de ayrıca ilginç bir tecih oldu . Çalıştırdığı tüm takımlarla sansasyon yaratmış ama sonuç alamamış bir hoca olarak Yenal'ın bu görevi ileride yeniden Ulusal takımın başına geçme hazırlığı olarak düşünülebilir . Hiddink'e seçilen yardıcıların Oguz ve özellikle Van Hoooijdonk olmasını kendi adıma çok heyecan verici buldum . Hooijdonk'un bu yoldan birgün Fenerbahçe'ye kadar ulaşmasını ve başarılı olmasını çok isterim .
Son cümle Hiddink'in kariyeri üzerine ukalaca yorum yapanlara . Hiddink müthiş tecrübeli ve kaliteli bi teknik direktör . Bence milli takım için en ideal hoclardan biri . Dünya çapında başarılı bir Dünya kupası katılma geçmişi var . Chealsea ya oynattığı futbol ve Barcelona efsanesini tarihe gömecekken İniesta o son saniye golunu atsaydı şimdi hayalini bile belkide kuramazdık . Atıp tutarken dikkatli olmak lazım . Ayıp ...
Şeref Solmazer
24 Şubat 2010